Don Kişot
Sıkıştım sınırlı mekanında sonsuz zamanın; tüm insanlar yalnızca isterken… Verecek neyim var!? İstemeyin benden daha fazla, istemeyin ki vereyim… Ve çocuklarım, ah masum çocuklarım… Siz neler istersiniz, ve neden? İstemeyin benden, çünkü hiçbir şey veremem sizlere… Almayı bilmiyorken siz… Çocuklarım, eğlenin, gülün! İsteyin her zaman istediğinizi; tek beklentiniz, daha fazla, daha fazla oyuncak olsun… isteyin hep istediğinizi; arttırın ihtimalleri. Kızmam artık size, çok kızdım şimdiye dek. Sevmem sizi, nefrette etmem… Zaman gelip, oyuncaklarınız silahlara dönüşüp –kendi kendine, size sormadan hareketlenen- ellerinizi kestiğinde gelip isteyin benden merheminizi, çünkü buradasınız, ayaklarımın altında; ve o zaman vermeyeceğim size merhemimden, irademle olmayacak, çünkü ne severim sizi ne de nefret ederim, merhemim size akacak! Odur ki, duramaz yerinde, fışkırır bedenimden zihnimden. Ama yerçekimine aykırı akar… o yüzden zamanınız gelmedi daha. Zamanınız; silahlara dönüşecek oyuncakl